16 Şubat 2014 Pazar

ANLAŞMAZLIK KORKUSU

"Bana karşı kendinizi katılaştırmanız ve farklarınızı veya özgünlüğünüzü öne sürmeniz gerçekten içinizdeki bir zayıflık değildir: kendinize boyun eğmemeye veya kendinizi terk etmemeye ihtiyacınız var." - Max Stirner

Ne zaman birkaç anarşistten fazlası bir araya gelirse, tartışmalar yaşanır. “Anarşist” kelimesi çoğu kez tutarsız fikir ve pratiklerin geniş dağılımını tanımlamak için kullanıldığından dolayı, bu sürpriz değil. Tek ortak payda otoriteden kurtulmuş olma arzusudur, ve onu ortadan kaldırmak için hangi metotların uygun olduğu sorusu şöyle dursun, anarşistler otoritenin ne olduğunda bile mutabık olmazlar. Bu sorular diğerlerine neden olur ve böylece tartışmalar eksik olmaz.

Tartışmalar beni rahatsız etmez. Canımı sıkan şey, bir karara varmaya çalışmaya odaklanmak. “Çünkü hepimiz anarşistiz” farz edilir, hepimiz gerçekten aynı şeyi istemeliyiz; göze çarpan anlaşmazlıklarımız yalnızca ortak bir görüş bularak etraflıca konuşabileceğimiz yanlış anlaşılmalar olmalıdır. Birileri anlaşmazlıkları tartışarak bir yere oturtmayı reddettiğinde ve farklarını korumakta ısrar ettiğinde, dogmatik sayılıyorlar. Ortak bir zemin bulmaktaki bu ısrar, sık sık kendi koşullarımızda yaşamlarımızı yaratmak için eylemenin yerini alan sonu gelmeyen bu diyaloğun en önemli kaynaklarından biri olabilir. Ortak zemin bulmadaki bu girişim pek çok gerçek anlaşmazlıkların yadsınmasını kapsar.

Anlaşmazlığı yadsımakta sık sık kullanılan bir strateji, bir tartışmanın yalnızca sözcükler ve anlamları üzerindeki anlaşmazlık olduğunu iddia etmektir. Sözde insanın kullandığı sözcüklerin ve onları nasıl kullanmayı seçtiğinin, insanın fikirleri, hayalleri ve tutkuları ile bağlantısı yoktur. Yalnızca sözcükler ve anlamları hakkında çok az tartışma olduğuna eminim. Sözcükler ve anlamları hakkındaki bu tartışmalarda, ilgili bireyler açıkça ve kesinlikle neyi amaçladıklarını açıklasaydı, kolaylıkla karar verilmiş olabilirdi. Bireyler kelimeleri ve onları nasıl kullanacakları konusunda bir karara varamadığında, bu onların rüyalarının, arzularının ve düşünüş yollarının tek bir dilin öğesi olmaktan uzakta olduğunu gösterir, ortak bir dil bulamazlar. Böyle uçsuz bucaksız büyük ayrılığı sadece anlambilime indirme girişimi, gerçek anlaşmazlıkları ve ilgili bireylerin tekilliğini inkar etme girişimidir.
Anlaşmazlığın ve bireylerin tekilliğinin inkarı, arta kalan solculuk veya kolektivizmden kaynaklanan birlik için saplantı gösterebilir. Birliğe her zaman sol tarafından son derece değer verilmektedir. Kendilerini soldan ayırmaya çalışmalarına rağmen, anarşistlerin çoğunun yalnızca devlet karşıtı solcular olduklarından dolayı, onlar, sadece birleşik bir cephenin bizi daima kendi seçimimiz olmayan birlikteliklerin içersine zorlayan ve bu nedenle farklılıklarımızın üstesinden gelmek ve “ortak nedeni” desteklemek için birleşmek zorunda olduğumuz bu toplumu yok edebileceğine inandırılırlar. Fakat kendimize “ortak neden” verdiğimiz zaman, anlayış ve mücadelenin en düşük ortak paydasını kabul etmeye zorlanılıyoruz. Bu yolda yaratılmış birliktelikler sadece ilgili bireylerin eşsiz arzularını ve tutkularını bastırarak, onları kitleye dönüştürerek büyüyen sahte birlikteliklerdir. Böyle birlikteliklerin, bir fabrikanın işleyişini elinde tutan emeğin yaratılmasından veya iktidar içerisinde insanları çizgide tutan sosyal konsensüs birliğinden farkı yoktur. Kitle birliği, bireyin çoğunluk içersinde bir birime indirgenmesi üzerine temellendiğinden, otoritenin yok edilmesi için asla ana ilke olamaz, sadece tek biçimde veya diğerinin desteği içindir. Madem ki otoriteyi yok etmek istiyoruz, o halde farklı bir temelden başlamalıyız.

Benim için, o temel kendim – tutkularımın ve hayallerimin, arzularımın, projelerimin ve karşı karşıya geldiklerimin hepsi ile birlikte yaşamım. Bu esası, kimse ile “ortak neden” yapmam, fakat sık sık bir yakınlığa sahip olduğum bireylerle karşı karşıya gelebilirim. Pekala sizin arzularınız ve tutkularınız, hayalleriniz ve projeleriniz benimkilerle uyuşabilir. Otoritenin her şekline karşın bunları gerçekleştirme üzerine ısrarla eşlik edilmiş böyle bir yakınlık yalnızca bu bireyler arzu ettiği sürece devam eden, tekil, asi isyancı bireyler arasındaki gerçek birlik için esastır. Elbette, otorite ve toplumun yıkımı arzusu, bizi geniş ölçekli olan, fakat asla kitle hareketi gibi olmayan; onun yerine yaşamlarını kendilerinin yapmakta ısrar eden bireyler arasındaki yakınlıkların uyuşmasına ihtiyacı olacak isyancı birlik için uğraşmaya götürür. İsyanın bu türü, herkesin mutabık olabileceği en düşük ortak paydaya fikirlerimizin indirgenmesi yoluyla olamaz. Yalnızca, sadece her bireyin tekilliğinin tanınması yoluyla olabilir. Bu, ne kadar acımasız olabileceklerine bakmaksızın, bir kere yaşamlarımızı ve etkileşimlerimizi bizden çalan sosyal sistemden kendimizi kurtardığımız zaman dünyanın bize vermek zorunda olduğu etkileşimlerin insanı hayrete düşüren zenginliğinin parçası olarak, bireyler arasında var olan gerçek anlaşmazlıkları kucaklayan bir tanımadır.


Feral Faun

13 Şubat 2014 Perşembe

Mini Teori - Feral Faun

Mini Teori

Yıkıntılar ister Zapotecler ister Mayalılar, ister Mısırlılar ve isterse modernler olsun oyun alanlarıdırlar. Onları korumak yerine, onlarla neden tamamen tükenecek kadar oynamıyor ve onları yaratmış olan kültürleri unutmuyoruz? Kültür belleği, kültürün korunmasıdır- ve kültür, sadece yaratıcılık ve oyun üzerine yerleştirilmiş kutsal bir sınırdır. Asiler kutsal sınırları yok ederler.

Konsensüs metodu bireyi grubun buyruğu altına sokar. Konsensüs şimdikini arabuluculuk sürecine maruz bırakır. Konsensüs, değişime sadece tüm grup tarafından kabul edilirse müsaade eder ve dolayısıyla yaradılışından muhafazakarlıktır...Bu, anarşi değil,  içselleştirilmiş bir kontroldür.

Toplumun işleyişi için, arzu uysallaşmalıdır. Arzu ekonomi tarafından sömürgeleştirilmelidir – gereksinim/ihtiyaca, toplum tarafından sunulan malları elde eldeye dönüştürülür. Böylece doğrudan arzu kısıtlamalara ve yapılara ihtiyaç duyar. Bunlar arttıkça, arzunun rengi katıksız bir hayalete dönüşür. Kısıtlamalar ve yapılar giderek onlara karşı kullanılabilen sırları öğrenmek için hayatta kalmaya evrilir.
Yıkıntılara olan ilgim, kısmen zorlanmamış isyanın bilinçli kışkırtılması yoluyla  yıkılan şehirlerden neşeli bir şekilde stratejiler geliştirme girişimlerinden kaynaklanır. Bu  onlara karşı kullanılabilen sırları öğrenmek için şehirleri geniş bir şekilde araştırılmasını gerektirir.

Bir eliti yaratmak için birden fazla yol vardır. Yöneten sınıflar, entelektüel sınıflar ve estetik sınıflar kendi pozisyonlarını sağlamlaştırmak için ayak takımına kendi güçlerinin, bilgi ve becerilerinin yapay bir erişilmezliğini yaratırlar.  Diğer taraftan, kendi kendine açığa vurulmuş olan "sınıf bilinçli" radikal aktivistler, kendi “sınıf saflıklarını” veya böyle saçmalıkları kanıtlamak için ve  kendi gülünç yalanlamaları tarafından kendilerini bu şekilde yoksullaştırmaya razı olmayan o radikallerin gönülsüz bir elitini yaratmak için kolaylıkla faydalanılabilir olan bilgi, kelime dağarcığı ve iyi bilenmiş analitik becerilere ulaşmaktan kendilerini mahrum bırakırlar. 

Bir çok...anarşist aslında toplumun söylemi içindeki düşüncelerinin tuzağına düşerek halen sosyal bağlam tarafından yaratılmış olan imajlar açısından düşünen solcular veya liberal özgürlükçüler veya bazı durumlarda basit bir şekilde öfkeli insanlardırlar.  Birisi, kendi kategorilerinin dışında düşünerek bu söylemin dışına çıkana dek, birinin isyanı otorite yapılarının parçası olarak kalır. Çoğu anarşist, tam olarak meydan okumayan, hafif yapmacıklı, uysal ve hoş olan bir “anarşiyi” sevinçle yaratarak toplumun söyleminden tamamen hoşnuttur – hepsi “eğitim” ve “eylem” için.

Sibernetik teknoloji endüstriyel teknolojiye kendi varlığı için bağımlıdır. Dolayısıyla siber ütopyanın boş hayali için.

Değiş tokuş hala ekonomik bir değişimdir. Para ekonomik değişimin daha randımanlı akışına izin verir. Neden sadece ekonomiden tamamen kurtulmuyoruz?

Çoğu kez "sağlık" canlılığın karşısındadır. “Sağlığa” değer verenler bunu çoğu kez çileci ve pasif bir usulde sürdürür.- bir şeyleri bırakarak. Onların sağlık özlemi yaşamsal değildir, ciddi arzu trajedisidir – bu bir iş veya bir imalat işlemidir – sona ulaşma girişimidir – fakat böyle bir işlem asla memnuniyet vermez, çünkü kendi kökleri olan boşluğu sürekli olarak yeniden üretmek için özlemin doğasıdır. Yaşamsallık, yoğunluk – bunlar sadece sağlığa sahip olmak için gereken nedenlerdir – ve onları yaşamak sağlığı yaratır veya onu konu dışı bırakır. 

Post-modernizmin en iyisi başarısız olur çünkü aklın krallığına yönelime taşınır – aktif bilincin lehçesi tarafından yaratılmış olan esrik yaşamlar yerine rasgele düşünceler tarafından hareket edilen statik yaşamlar mı?

Eğer "özne," "kendisi," sonra birini diğerinin kendini yaratmasından alıkoyan her şey yok edilmiş veya yıkılmış olsaydı, birinin kendi öznelliği, her an yaratıcı olan kendisinden daha büyük olan bir şeye sürekli olan inancı olurdu - i.e., sürekli olarak allaha inanmak. Bugünün çağından, tanrı toplumdur.

GÜNDELİK ETKİLEŞİMLERİN DEVRİMİ:

Kendi totalitesinden fışkırdıkları mini sosyal bağlamlara karşı çıkmadan ayrı sinir bozucu hadiselere    karşı çıkmak kendi totalitesindeki en büyük sosyal bağlamı ispatlamaya çalışmaktan ziyade meseleleri protesto etmek o zaman farklı olmaz. Hiçbir esas değiştirmez. Hayal günün başarısızlığı, ümitsizliği, olaylar tarafından yenik düşmüş hissetmek: bunlar tersine giden etkileşimlerin kanıtlarıdırlar
Aklın tüm içi bütünüyle sosyal bir yaratım... en iyisi o bağlamla yok edilebilecek olan ve  sosyal bir bağlam tarafından yaratılmış olan bir ilişkidir...O zaman belki hayal gücü esasen bir fantezi mekanizması olmaya son verebileceği ve sürekli olarak gergin anlar yaratmanın bir aracı haline gelir. Aklın iç kısmı ile aktif bir kendi kendine yaratım yaşamından ayrılmış olan düşünceleri, hayalleri ve tasarımları ifade etmek istiyorum.

Hiç kimsenin hiç kimseye borcu yoktur. Borç ekonomik bir kavramdır ve onun her hangi bir biçimini tanımayı reddediyorum.


Feral Faun